Nöbetçi Eczaneler
Apostolos Papathedorou adlı Yunan turistin Ayasofya’yı ziyaret ederken Yunanistan bayrağı açarak çektiği fotoğrafı “Sevgili şehrim, sonsuza kadar Yunan” notuyla paylaşması, sosyal medyada büyük tepki topladı.
Türk kullanıcılar, bu paylaşıma çeşitli espri ve eleştirilerle karşılık verdi. Özellikle “Umarım yüzme biliyorsundur“, “Islak odun çekmiş canı“, “Havalar ısındı ya denize girmek istiyorlar” gibi yorumlar yapıldı.
Ayasofya: Tarih ve Mimarinin İzinde
İstanbul’un simgelerinden biri olan Ayasofya, tarihi boyunca önemli olaylara tanıklık etmiş ve farklı dönemlerde farklı amaçlarla kullanılmış bir yapıdır. Hem mimari açıdan hem de tarihi ve kültürel değerleriyle dünya çapında tanınan Ayasofya, İstanbul’un ve Türkiye’nin en önemli simgelerinden biridir.
İlk olarak Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 537 yılında İstanbul’un merkezinde inşa edilen Ayasofya, o dönemde Kilise olarak hizmet vermiştir. İlk yapılışında büyük bir kilise olarak tasarlanan Ayasofya, mimari açıdan o dönemin en büyük ve en görkemli yapılarından biriydi. Özellikle kubbesi ve iç mekanındaki mozaikleriyle dikkat çeken Ayasofya, Bizans döneminde İstanbul’un sembol yapılarından biri haline gelmiştir.
Ancak tarih boyunca çeşitli dönüşümler geçiren Ayasofya, 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un fethiyle birlikte camiye çevrilmiştir. Bu dönemde yapıya minareler eklenmiş ve iç mekanı İslami mimari özelliklerine göre düzenlenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde önemini koruyan Ayasofya, İslam dünyası için de büyük bir manevi değer taşımıştır.
Modern dönemde ise Cumhuriyet dönemi liderlerinden Mustafa Kemal Atatürk’ün kararıyla Ayasofya, 1935 yılında müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde yapı, dünya mirası olarak kabul edilmiş ve ziyaretçilerin ilgisini çeken bir kültür ve tarih hazinesi haline gelmiştir.
Ayasofya’nın mimari özellikleri incelendiğinde, karma bir yapıya sahip olduğu görülür. Bizans dönemindeki kilise mimarisinin etkilerini taşıyan yapı, aynı zamanda camiye çevrildiği dönemdeki İslami mimari öğeleri de barındırır. Özellikle kubbe yapısı ve iç mekanındaki süslemeler, farklı dönemlerin mimari tarzlarını bir araya getiren özgün bir yapıya sahiptir.
Bugün Ayasofya, hem tarih meraklıları hem de mimari tutkunları için önemli bir ziyaret noktasıdır. İstanbul’un tarihine tanıklık eden bu büyüleyici yapı, geçmişten günümüze uzanan bir hikayeyi ziyaretçilerine sunar ve kültürel mirasımızın önemli bir parçası olarak yerini korur.