Araştırmacılar, bu durumun arkasında birçok faktör olabileceğini düşünüyor:
- Diyet: İşlenmiş gıdaların tüketiminin artması, özellikle sindirim sistemi kanserleri ile bağlantılı olarak erken yaşlanmaya yol açıyor olabilir.
- E-sigara kullanımı: E-sigaraların uzun vadeli etkileri tam olarak bilinmemekle birlikte, DNA hasarı ve hücresel yaşlanmaya neden olabilecek kimyasallar içerdikleri bilinmektedir.
- Akıl sağlığı sorunları: Stres, kaygı ve depresyon gibi akıl sağlığı sorunları, kronik enflamasyona yol açarak yaşlanma sürecini hızlandırabilir.
- Yalnızlık: Sosyal izolasyon ve yalnızlık, bağışıklık sistemini zayıflatarak ve erken yaşlanmaya katkıda bulunan kronik stres hormonlarının salgılanmasını tetikleyerek erken yaşlanmaya katkıda bulunabilir.
Uzmanlar, Z kuşağının bu risklerden korunmak için daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesi gerektiğini vurguluyor. Bu da şunları içerir:
- Sağlıklı beslenme: Bol miktarda meyve, sebze ve tam tahıllar içeren, işlenmiş gıdalardan ve ilave şekerlerden yoksun bir diyet.
- Düzenli egzersiz: Haftada en az 150 dakika orta tempolu egzersiz veya 75 dakika yüksek tempolu egzersiz.
- Yeterince uyku: Yetişkinler için her gece 7-8 saat uyku.
- Stresi yönetmek: Yoga, meditasyon veya nefes egzersizleri gibi stresi azaltma teknikleri.
- Sosyalleşmek: Aile ve arkadaşlarla düzenli olarak vakit geçirmek.
Z kuşağı, bu risklerin farkında olarak ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürebilir.