Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Feyza Altun’un Tutuklu Olma Nedeni ve 2024 Suçu Ne?

Avukat Feyza Altun Neden Hapiste? 2024 Suçu Nedir?” başlıklı haberimizde, Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sosyal medya üzerinden kin ve nefret içeren paylaşımlarda bulunması gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulan Avukat Feyza Altun’un durumu detaylandırılmaktadır.

Avukat Feyza Altun Neden

Altun’a Türk Ceza Kanunu’nun 216/1. maddesine muhalefet iddiasıyla re’sen soruşturma başlatılmış ve gözaltı kararı verilmiştir.

Soruşturma, Altun’un Farsça bir paylaşıma verdiği cevapta kullandığı şeriate karşı küfür içeren ifadesinin, İslam dinine ve Kur’an’a hakaret olarak algılanmasıyla başlamıştır. Bu sözler, toplumda büyük bir tepkiye neden olmuş ve sosyal medya kullanıcıları #FeyzaAltunTutuklansın etiketiyle tepkilerini dile getirmiştir.

Feyza Altun’un daha önceki sosyal medya ve YouTube içeriklerinde, gözaltına alınmasına neden olan şeriat konulu paylaşımı dışında da çeşitli paylaşımlarda bulunduğu bilinmektedir. Ancak, bu son paylaşımı özellikle dikkat çekmiş ve toplumda geniş çapta tepkilere yol açmıştır.

Altun’un söz konusu paylaşımı, toplumun dini ve kültürel değerlerine yönelik bir hakaret olarak nitelendirilmiştir, bu da toplumda ciddi bir tartışma ve gerilim ortamına sebep olmuştur. Tanınmış bir avukatın bu tür bir paylaşım yapması, toplumda kutuplaşmaya ve gerilime neden olmuştur.

Ancak, haberde vurgulanması gereken önemli bir nokta, hukuki süreçlerin bağımsızlık ve tarafsızlık prensipleri doğrultusunda işlemesi gerektiğidir. Altun’un gözaltına alınmasıyla ilgili yapılacak yargısal süreçler, adaletin tecellisi için önemlidir. Herkesin adil bir şekilde yargılanma hakkı gözetilmelidir.

Altun’un gözaltına alınmasına neden olan paylaşımın, yargı kararıyla suç teşkil etmediği sonucuna varılabilir, ancak bu durumun netleşmesi için hukuki sürecin tamamlanması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu sürecin, hukukun sağlam temeller üzerine kurulu olduğunu ve adaletin tecellisi için önemli bir adım olduğu belirtilmektedir.